Thursday, 21 July 2011

Ne İstediğini Bilmek de Kötü

Geçen gün sevgili arkadaşım Seda ile giyim üzerine konuşuyorduk.Ben bir ara dedim ki "Tek omuz bir bluz, bir de petit kareli şort istiyorum"..Güldü, "ne kadar net" dedi.
Düşünmeye başladım (her zamanki gibi)...Hayatımda hiç flu bir şey yok:
Bir mağazaya girip, öylesine bir şey aldığım bile nadir, en azından aklımda bir konsept olur. Tabii böyle olunca, alışverişlerim de çok hızlı oluyor (satıcıların sevdiği müşterilerden olmalıyım).
Küçüklüğümden beri hep teknolojik,mekanik şeylere ilgi duydum, ne istediğimi biliyordum. Satışçı, işletmeci olmayıp, mühendis olacağım o zaman da netti (sürpriz yok).
Bir işe başlamışsam, onu bitirdiğimi görmek için başlamışımdır. Yarım bırakmayacağım nettir (ölürüm de bırakmam).
Bir arkadaşım-benim kardeşim olmuşsa, arada ne kadar görüşmemezlik olsa da, onunla asla kopmayacağım da nettir.
Bunların hepsi hem gönülde, hem mantıkta birleştiği için çok net, spesifik, tutarlı, değişmesi zor. İstediklerimin dışında kalan şeylere karşı da ön yargılı.
Aşık olmak bile böyle...

İnsanların herşeyi programlı yaptığı bu dünyada, en ufak isteklerimin bile bu kadar bariz olduğunu görünce, kendimi sıkıcı buluyorum. İstediğimi bulamayınca, ya da alternatif yaratamayınca da kapana kısılmış-sıkışmış.

Ne istediğini bilmeden, kararsız, rüzgarla dolaşan bir yaprak olmak ne güzel olurdu. Hem heyecanlı-hem acılı, ama dolu dolu.



Esnek kalın...


No comments:

Post a Comment