Thursday, 20 October 2011

To be Miss Wrong

Geçen haftanın yağmurlu günlerinden birinde, bir elimde market torbaları ve diğerinde şemsiye ile zar zor yürürken ayağıma bir şey çarptı: Baktım, yanından geçtiğim arabanın plakası... Belli ki, öndeki araba park ederken tampona çarpıp düşürmüş ve sonra da bakma veya kaldırma zahmetine girmemiş. Sonra o plakasız arabanın sahibini hayal ettim (çünkü bu durum benim de başıma birkaç kere geldi). %35 arabasının etrafını kontrol etmeden arabaya binip gitme eğiliminde olabilir. Yani o plakayı orada - yerde bırakıp, sonra başına bir sürü iş açma olasılığı hayli yüksek... Dayanamadım, o yağmur, çamur, eli kolu dolu halimle, pis plakayı kaldırıp ön cama koyup ilerledim.
Sonra aklıma, yaptığım başka şeyler geldi: Boş, ama ışığı açık gördüğüm toplantı odalarının ışığını veya açık projektoru kapatmak,
Tuvaletlerde boş yere akan sifon veya musluk görürsem onları kapatmak,
kağıdı sıkışmış fotokopi makinesi görünce onu düzeltmeye çalışmak, düzeltemesem de ilgili kişilere bildirmek,
arkadaşımın elindeki bir kalem, hırka vs. düşerse onu almasını beklemek çok saygısızlık geldiği için, hemen eğilip yerden alıp ona vermek... Tanrım sonu gelmiyor.
Ters konan tuvalet kağıtlarına da dayanamadığımı gördüm, neden o kullanışsız-verimsiz haliyle takılıyorlardı ki?


Bunları yapmamın en büyük sebebi, yetiştirilme tarzım, bu kesin. Çünkü aynı şeyleri ailemizde herkes yapıyor:) Yapmayınca büyük bir rahatsızlık duyduğumu da gördüm.
Buna karşılık iyice düşününce, etrafımdaki çoğu kişinin hiç de böyle olmadığını farkettim ve kendimi enayi gibi hissetmeye başladım.
Yani bu toplum, bilinçli ve iyi niyetli kişileri bile kötü yapabiliyor.

Şimdi ben artık ne olmaya başlıyorum:
Mesela, market kapısından girerken veya çıkarken, karşıdan da biri geliyorsa, siz kapıyı açmışken, onun da geçmesi için kapıyı bir süre açık bırakırsınız ya...Ta ki, o da kendisinin geçmesi için kapıyı tutana kadar...İşte artık bunu yapmamaya çalışıyorum. Çünkü kimsenin kapıyı tutmaya yeltenmeyip, bana kapı görevlisi muamalesi yapmasından, üstelik bir teşekkür bile etmemesinden mutlu olmuyorum.

Sanırım ben de artık yavaş yavaş, az biraz yanlış biri olacağım. Gerçi böyle olmak da çok kolay değilmiş:)
Siz siz olun, olduğunuz gibi kalmayın...